Manik
Depresif Bozukluğun Belirtileri
Manik depresyon (Bipolar Bozukluk), ataklarla seyreden,
ataklar arasında iyileşme dönemleri olan bir hastalıktır. Hastalığın iki boyutu
ya da ucu vardır, bunlardan birisi depresyon diğeri de mani’dir. İstisnalar olmakla
birlikte genelde bahar ve yaz dönemlerinde mani atakları, kış ve sonbahar
dönemlerinde depresyon atakları daha sıktır.
Genelde ilk ataklar 20’li yaşlarda başlar. Kadın ve erkekler
arasında görülme sıklığı eşittir.
Mani dönemi
Mani dönemi, kendini öncelikle enerji ve aktivite fazlalığı
ile belli eder. Kişi çok az uyuduğu halde uykuya ihtiyaç göstermez. Manik kişi
çok hareket eder ve çok konuşur. Bazen bu çok konuşma o kadar ileri boyuta
varabilir ki, hastanın sesi kısılabilir, konudan konuya atladığı için, konuşma
içeriği anlamsızlaşabilir.
Mani döneminde dikkat ileri derecede bozulur, dikkat çabuk
çelinir, belirli bir konu üzerinde odaklanmak, örneğin iki saat oturup kitap
okuyabilmek, bir film izlemek neredeyse imkansız hale gelir, hasta çok sabırsız
ve sinirlenmeye yatkın olur. Aşırı para harcama isteği, mantıksız yatırım ve
girişim yapma arzusu ortaya çıkar. Cinsel istekte artış olur, gelişigüzel ve
riskli cinsel eylemler gözlenebilir.
Manik kişi aşırı bir neşe hali gösterse de, engellendiği veya
istediğini yapamadığı zaman çok çabuk sinirlenir, öfke patlamaları olur. Mani
‘sıradan bir neşe’ hali değildir. Hastanın sosyal uyumu çok bozuktur. Manik
kişi, okulunu, iş hayatını sürdüremez, maddi manevi ciddi sorunlar yaşar.
Manide özgüven artışı çok tipiktir. Kişi, eğitimi ve
altyapısı uygun olmadığı halde kendini çok muktedir ve yeterli görebilir.
İlkokul mezunu bir kişi, buluşlar yaptığını, ülkeyi yönetmesi gerektiğini iddia
edebilir. Kendisine itiraz edildiği zaman ise sinirlenir, üstünlüğünü tartışmaktan
hoşlanmaz. Aşırı cesaret ve sinirlilik, kavgaya veya suç teşkil eden eylemlere
yöneltebilir, polisle başı derde girebilir.
Depresyon
dönemi
Manik depresif bozukluğun en tipik özelliği, iki farklı atak
türüyle seyretmesidir. Başka bir deyişle mani gözlenen bir hastada sonradan
depresyon dönemi ortaya çıkmasıdır. Ancak bunun tam tersi de mümkündür, arka
arkaya depresyon geçiren bir kişide sonra ilerleyen zamanlarda bir mani atağı
oluşabilir. Bu yüzden dikkatli psikiyatristler, sık sık depresyon geçiren
kişilerde mani olasılığını devamlı göz önünde bulundurlar. Bir defa mani
geçiren kişi ‘manik depresyon- bipolar bozukluk’ tanısı alır, ancak tekrar
tekrar depresyon geçiren bir kişiye manik depresif diyebilmek için yine de bir
mani atağının gözlenmiş olması şarttır.
Depresyon dönemi, manik dönemin tam tersi gibidir. Kişi
içine kapanır, sosyal hayattan kopar. İştahı kesilir, kilo vermeye başlar.
Devamlı, tarif edilemez derecede şiddetli bir iç sıkıntısı ve mutsuzluk hissi
içindedir. Kendine güveni ileri derecede düşüktür. Bir işe yaramadığı,
sevilmediği, değersiz olduğu yönünde sabitleşmiş fikirleri olabilir. Bu
fikirleri ikna ederek değiştirmek zor, hatta imkansızdır
Yoğun bir boşluk ve anlamsızlık fikri gözlenir. Hayatın ve
yaşamanın anlamı olmadığını düşünen hasta, ölümden korkmamaya hatta intihar
planları yapmaya başlayabilir. Psikiyatristler, depresyon döneminde intihar
fikirlerini çok önemserler, çünkü bu fikirler, tedaviyle ortadan kalkar ve kişi
iyileştiği zaman intihar planlarını anlamsız bulur, neden öyle hissettiğini
dahi unutabilir. Dolayısıyla depresyon döneminin en acil sorunu intihar
düşüncesinin önüne geçilmesidir.
Manik depresyondaki depresyonun, diğer depresyonlardan bazı
farkları vardır. Manik depresyonun depresyon döneminde, standart bir depresyona
göre çok daha fazla enerjisizlik ve bitkinlik hali gözlenir. Kişi yataktan hiç
çıkmak istemeyebilir, manik dönemin aksine günde 16-18 saat uyuyabilir.
Hastalık herhangi bir tetikleyici olmadan ani ve hızlı bir şekilde
başlayabilir. Öyle ki birkaç gün önce normal olan hasta, 3 gün sonra ağır bir
depresyon haline girebilir.
Depresyon dönemi, oldukça ızdıraplı ve sıkıntılı olması,
ayrıca intihar riski gibi bir tehlike içermesi nedeniyle acilen tedavi edilmesi
gereken bir durumdur.
Defne